İlk seansınıza özel 399 TL'den başlayan fiyatlarla danışmanlık görüşmelerinizi hemen planlayın.

Esrar Bağımlılığı Nedir?
Esrar bağımlılığı, marihuana olarak da bilinen esrarın sürekli, kontrolsüz ve zorlayıcı bir şekilde kullanılması sonucu ortaya çıkan psikolojik ve fizyolojik bağımlılık durumudur. Esrar, içeriğindeki tetrahidrokannabinol (THC) adlı etken madde nedeniyle beyindeki ödül, keyif ve algı sistemlerini etkiler. Zamanla bu maddeye karşı tolerans gelişir ve birey, aynı etkiyi elde etmek için giderek daha fazla kullanma eğilimi gösterir. Bu durum, hem zihinsel hem de sosyal işlevselliği olumsuz yönde etkiler.


Esrar Bağımlılığı Belirtileri

  • Günlük ve tekrarlayan kullanım: Esrar kullanımı bireyin rutin bir parçası haline gelir.

  • Kontrol kaybı: Kullanımı azaltma veya bırakma girişimleri başarısız olur.

  • Tolerans gelişimi: Aynı etkiyi hissetmek için zamanla daha yüksek dozlar kullanılır.

  • Yoksunluk belirtileri: Kullanım bırakıldığında sinirlilik, uykusuzluk, iştah değişiklikleri, anksiyete veya depresyon ortaya çıkabilir.

  • Sosyal ve mesleki işlev bozuklukları: İş, okul veya aile ilişkilerinde bozulmalar gözlemlenir.

  • Motivasyon düşüklüğü: İlgi alanlarında azalma, üretkenlikte düşüş ve genel bir kayıtsızlık hali gelişebilir.


Esrar Bağımlılığı Görülme Sıklığı
Esrar, dünya genelinde en yaygın kullanılan yasa dışı madde olarak kabul edilir. Özellikle ergenlik ve genç erişkinlik dönemlerinde kullanım oranı yüksektir. Yapılan araştırmalar, düzenli kullanıcıların yaklaşık %10–15’inin zamanla bağımlılık geliştirdiğini göstermektedir. Genç yaşta başlanması, kullanım sıklığı ve genetik yatkınlık, bağımlılığın ortaya çıkma olasılığını artıran temel faktörlerdir.


Esrar Bağımlılığı Nedenleri

  • Psikososyal stres veya travmatik deneyimler: Kaygı, depresyon veya travma sonrası stres gibi duygusal sorunlar, madde kullanımını tetikleyebilir.

  • Genetik yatkınlık: Ailede madde bağımlılığı öyküsü bulunan bireylerde risk daha yüksektir.

  • Çevresel etkenler: Sosyal çevrede madde kullanımının normalleştirilmesi, kolay erişim veya akran baskısı bağımlılık riskini artırabilir.

  • Zihinsel sağlık sorunları: Anksiyete, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) veya depresyon gibi rahatsızlıklar, esrar kullanımını kolaylaştırabilir.

  • Biyolojik faktörler: Beynin ödül sisteminde dopamin dengesinin bozulması bağımlılığın biyolojik temelini oluşturur.


Esrar Bağımlılığı Tedavisi
Esrar bağımlılığı tedavisi, psikolojik, sosyal ve biyolojik yönleriyle ele alınmalıdır. Tedavi süreci bireyin bağımlılık düzeyine, motivasyonuna ve psikososyal koşullarına göre planlanır.

  • Kognitif Davranışçı Terapi (KDT): Madde kullanımına yol açan düşünce ve davranış kalıplarını tanımlayıp değiştirmeye odaklanır.

  • Motivasyonel Görüşme: Kişinin tedaviye yönelik isteğini artırır ve bırakma sürecinde içsel motivasyonu destekler.

  • Grup terapileri ve destek programları: Paylaşım ortamı yaratarak sosyal destek sağlar.

  • Madde kullanımına yönelik özel tedavi programları: Detoksifikasyon (vücudu maddeden arındırma) ve rehabilitasyon süreçlerini kapsar.

  • Psikososyal destek: Aile terapisi, sosyal beceri geliştirme ve yaşam tarzı düzenlemeleri uzun vadeli iyileşmeyi destekler.


Sonuç olarak, esrar bağımlılığı sadece fiziksel bir alışkanlık değil, bireyin düşünce yapısını, duygusal dengesini ve sosyal yaşamını da etkileyen ciddi bir psikolojik sorundur. Erken tanı, profesyonel destek ve kararlı bir tedavi süreciyle bağımlılıktan kurtulmak mümkündür.